geniş bilgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
geniş bilgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Eylül 2008 Çarşamba

Yusufeli

Yusufeli 'nin aslinda merkez ilçe olarak pek uzunca bir tarihi yok çünkü ilçe merkezi 1950 yilinda bu günkü yerine tasinmistir.Ilçe merkezi daha önceleri Öğdem köyü ve Ersis köyleri arasinda defalarca degismisti.Bunun nedeni ozamanlar simdiki ilçe merkezi pirinç tarlalariyla doluydu ve bölgede pek kimse ikamet etmiyordu.Öğdem köyünün diger köylere esit uzaklikta kalmasi ilçe merkezi olmasinda önemli bir faktördür.Daha sonra çikan Osmanli-Rus savaslari yillarinda ilçe merkezinin Erzuruma baglanmasi nedeniyle ilçe Ersis'e tasinmis savaşlardan sonra yine Öğdem'e nakledilmistir.Osmanlı hakimiyeti ile beraber bugünkü Yusufeli ve Artvin'i içine alan bölgede kurulan Livane Sancağı nedeniyle Yusufeli Livane adıyla anılmaya başlandı.Daha sonra Yusufeli'nde Kiskim ve Peterek sancakları kurulunca Yusufeli için Kiskim ve Peterek adları kullanılmıştır.Kiskim Sancağı Yusufeli ilçesi adının Kiskim olarak belirlenmesini sağlamıştır.1879 da kurulan ilçeye Kiskim adı verilmiştir ve 1912 yılına kadar Yusufeli'inin resmi adı Kiskim olmuştur. Kiskim adı ile Ankaranın Keskin ilçesi arasında ki isim benzerliği dolayısıyla içişleri bakanlığının girişimiyle ilçeye yeni bir isism aranmaya başlanır.Bunun üzerine zamanın kaymakamı Necati Bey ilçe idare kurulunu toplayarak ilçeye yeni bir isim bulunması konusunu tartışmaya açar.Tartışmalar sürerken kaymakam odasının duvarında asılı duran devrin padişahı V.Mehmet(Reşat) veliahtı Yusuf İzzettin Efendi'nin resminde hareketle ilçeye Yusuf-ili ismini önerir. Kaymakam Necati Bey'in Yusuf İzzeddi'nin adına önerdiği "Yusuf-ili" ismi kabul edilir.Bulunan bu yeni isim içişleri bakanlığınca da onylanarak 1912 yılında kabul edilir ve zamanla YUSUFELİ adını alır.
Yusufeli EkonomiNüfusun % 70’i gurbetçilikle, % 30’ u da tarımla uğraşarak geçimini temin eder. İpek halıcılığı, halıcılık ve kilimcilik yeni aile işletmeciliği şeklinde evlere girmeye başlamıştır. Ayrıca Arıcılık, balıkçılık ve tavukçuluk gibi küçük aile işletmeleri ile aile ekonomisine katkı sağlanmaktadır. Sanayi tesisi bulunmayan ilçede istihdam sorunu yaşanmaktadır. İlçede ortalama yıllık bal üretimi 86.400 kg, süt üretimi 14.500. kg, meyve üretimi 9.790.4 ton, pirinç üretimi 435 ton’dur. İlçe alanında verimli ve verimsiz olmak üzere toplam 224.771 hektarlık bölüm ormanlarla kaplıdır. Ağaç türü olarak Çam, Ladin, Köknar, Karaağaç, Meşe ve Yabanı Kavak cinsleri mevcuttur.Yusufeli, köy ve yayla şenliklerinin en yaygın olduğu ilçedir. Mayıs ayında başlayıp temmuz ayına kadar süren köy ve yayla şenlikleri, karakucak ve boğa güreşleri, çeşitli kültürel ve sanatsal etkinlikleri ile yoğun ilgi görmektedir.Yusufeli doğal ve tarihi güzelliklerinin yanında güzel insanlarıyla da tanınmış tek kelimeyle harikulade ve şirin birilçemiz.Bana "nerelisin?"diye sorulduğu zaman yusufeli'liyim cevabını alan insanlar "Yusufelin de esnaflar akşamları dükanlarının önünü toplamazmış eşyalarını,malzemelerini öylecene dışarda bırakırlarmış doğru mudur?" diye sorarlar.İşte yusufeli insanının güzelliği burada saklı kimse başkasının malına yan gözle bakmaz.Yusufeli tarihi yerler bakımından oldukça zengindir.Bunlar genellikle bizans zamanından kalma kiliselerdir.Barhal Kilisesi,Tekkale Kilisesi(dört kilise),İşhan Kİlisesi en belirgin örneklerdir.Bu tür yerler genellikle yabancı turistler başta olmak bir çok yerli turist tarafındanda ziyaret edilmektedir.Ama burada yaylalarımızdan,yayla şenliklerimizden,boğa güreşlerimizden,karakucak güreşlerimizden,eski köy evlerimizden,dağlarımızdan,kaçkar gölümüzden,arcuvan gölümüzden,ziyaret tepemizden,raftingimizden ve o mükemmel yemyeşil ormanlarla kaplı,el değmemiş doğamızdan bahsetmeden geçmek (bir çok kişinin yaptığı gibi) çok yanlış olur diye düşünüyorum.
Yusufeli BarajıTemelden 240 metre yükseklikte Kret uzunluğu 410 metre olup hacmi 20.24 milyon metreküptür.Yusufeli barajı dünyada yapılmış en yüksek barajlar arasında Nürek barajından sonra ikinci sırada kaya dolgu barajı olarak ise en yüksek baraj ünvanına sahip olacaktır.540WM kurulu gücündeki yer altı santrallerinden yılda 1.705 milyar KW saat elektrik enerjisi üretecektir. Baraj çoruh nehrinin oltu suyuyla birleştikten sonra girdiği dar vadide,kavşak noktasının yaklaşık 800 metre aşağısında yer alır.Baraj yerinde talveg kodu 496 dır.Barajın Yusufeli'ye uzaklığı 9 Km Artvin'e uzaklığı ise 70 Km dir. Barajla birlikte Artvin-Erzurum,Artvin-Yusufeli yolları ulaşıma kapanacaktır.Yusufeli merkezi tamamen merkez mahalleleri kısmen köylerinin bazıları tamamen bzıları da kısmen sular aktında kalacaktır.Şöyleki:Yusufeli ilçe merkezi Yeniyuva mahalleleri,Irmakyanı köyü,Uysallar-Kabandibi,Arıklı,Demirçubuk,Vecanget,Hazuget,Taşbaşı mahalleleri,Tekkale köyünün bir kısmı,Çeltikdüzü-Çevreli köylerinin Ballıdut,Meydan,Kirazlı,Cinler mahalleleri,Oltu deresinde Arpacık mahallesinin evleri,Kınalıçam köyünün dere kenarındaki Görgülü,Boylar,Yarbaşı mahalleleri gibi sıralanabilir.Saydığımız bu yerlerde yaklaşık 8000 kişi barajdan etkilenmektedir.COGRAFI KONUM Yusufeli dogu karadeniz bölümünde artvin il merkezinin güney batisinda yer alir.Il merkezine olan uzakligpi 85 Km olup ulasimi Erzurum-Artvin karayolu ile saglanir.Ilçe merkezi Ispir çayi ve barhal çayinin Denizden yüksekligi 560 metredir.Ilçenin yüzey dogu-bati dogrultusunda uzanan daglarla bu daglari birbirinden ayiran vaddiler metdana getirir.Yusufeli cografi konum itibariyle çok engebeli ,daglik bir alana sahiptir.Az da düzlükler vardir.
Yusufeli DağlarKagkar Dagi (3937m). llcenin kuzeybatisinda yer alip Rize ili sinirini teskil eder. 3937 m ile dogu anadolu daglannm en yüksek, Türkiye'nin 5.yuksek dagidir.Dagcilik sporuna da çok elverisli olup Türkiye'nin en taninmis dag sporlari yapilan dagidir. Altiparmak Daglan (3562m): llçenin kuzeybatisinda yer alip kuzey-bati dogrultusunda uzanarak Rize il sinirmi olusturur. Ilçenin Diger onemli Daglari :Demirdag(3515m) ilçenin batisinda Güngormez Dagi(3384m) Marsis Dagi(3334m) Karadag(3119m)ilçe merkezinin guneyinde Davut Dagi(3000 m) Dibe Dagi( 3000m) Velisor Dagi(3000 m) Arcivan(Balalan) deresi batisinda AkrevanDagi(2900 m) Günyayla koyu dogusunda Niyedik Dagi (2900 m) Artvin-Taslica-Yusufeli arasinda Pancarbayiri (diger adi Aslan Mindor) Dagi (2850 m) Demirkent-Kirazalan koyleri arsinda Ziyaret Dagi (2752m) Çamlica- Esendal -Ogdem -Tarakcilar köyleri arasinda yeralir. Boylu Dagi (2600 m) Keldag (2550m)Artvin -Yusufeli arasinda KutatkudilDagi2350 m) Ogdem Esenyaka koyleri arasinda Buyuk Dag(2239m) Çoruh nehrinin kuzeyinde ilçe merkezi -çirali Koyü -Sebzeciler köyü arasinda yer alir. Bulut DagiÇoruh Vadisinin Guney Ve Güneydogusunda Yer Alan DaglarDeve Dagi (3202m)Yusufeli-lspir arasinda Gemili Dagi (2892m) Yusufeli -Oltu arasinda Hargiver Daglari(2850m)Yusufeli-Tortum arasinda Kargiyel Dagi(2790m}Demirkent-ishan köyleri arasinda Kemerli Dagi (2770m) Avsek Dagi(2730m) Arafek Dagi(2428m) Karadag(2399m) Tesin Dagi(2314m)

Murgul

Murgul 10. yüzyılda Selçuklular tarafından fethedilmiştir. Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılan bu bölge 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbinde Rusların istilasına uğramıştır. 1918 yılında geri alınan topraklar Sevr antlaşması ile sınırlarımızın dışında kalmış, 1920'de tekrar Türk Topraklarına katılmıştır. 1935-1950 yılları arasında merkez Damar iken sonradan ilçe merkezi Murgul olmuştur.1966 yılında Göktaş olarak ismi değiştirilen ilçenin ismi 1987 yılında tekrar Murgul olarak değiştirilmiştir. İlçede kamu sektörüne ait K.B.İ.A.Ş. Murgul İşletme Müdürlüğü mevcuttur. Faaliyet konuları içinde Bakır cevheri üretimi, cevher zenginleştirme blister bakır üretimi vardır. Ayrıca yan ürün olarak pirit konsantresi ve asit üretimi yapılmaktadır. İşletmede yaklaşık 680 işçi bulunmaktadır. İlçe ekonomisi büyük ölçüde bu işletmeye dayalıdır. Murgul’un arazi yapısının kıraç, dağlık ve ormanlık olması nedeniyle tarım arazisi yetersizdir. İlçenin 22.223 dekar tarım arazisi mevcuttur. Yetiştirilen sebze ve meyveler genellikle aile tüketiminin karşılanması amaçlıdır. İlçede büyük ve küçükbaş hayvancılık yanında kümes hayvancılığı da yapılmaktadır. İlçede arıcılık gelişmiştir. İlçenin önemli gelir kaynakları arasında ormancılığın da yeri vardır.İlçe, doğuda Artvin İl Merkezi, batıda Arhavi İlçesi, kuzeyde Borçka İlçesi, güneyde Yusufeli İlçesi ile çevrili bulunmaktadır. İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği minimum 360 metre, maksimum 1100 metredir (Damar Beldesi). İlçenin yüzölçümü 406 kilometrekare olup, bu alanın yüzde 50’si ormanlık, yüzde 45’i çayır ve % 5’i de mera, kayalık ve taşlık alandan oluşmaktadır.Murgul, nüfus artış hızı (1990-2000 yılları) %o (-) 33.57 ile en fazla göç veren ilçe konumundadır. İlçenin şehir merkezi nüfusu 3.801, köy nüfusu ise 4.742 olup toplam nüfusu 8.543’tür. İlçenin nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının altındadır. Nüfus değişken olup arazi yetersizliği ve alternatif iş istihdamı yaratılamaması nedenleriyle devamlı göç vermektedir. Kış aylarında merkez nüfusu köydeki bazı ailelerin şehir merkezine gelmelerinden dolayı artmaktadır. İlçenin Merkez ve Damar olmak üzere 2 belediye başkanlığı, 10 köy muhtarlığı ile 2 mahalle muhtarlığı bulunmaktadır. İlçede 2002-2003 eğitim ve öğretim yılında eğitim kurumu olarak , 1 anaokulu, 5 ilköğretim okulu, 4 adet lise bulunmaktadır. Yıl içinde kurumlarda toplam 86 öğretmen görev yapmış, 1.364 öğrenci eğitim görmüştür.

Borçka

Artvin ve Borçka’nın da içinde bulunduğu bölgeye ilk yerlerşenlerin Orta Asyadan gelen “HURRİLER” olduğu yazılı kaynakların incelenmesinden anlaşılmaktadır. M.Ö 2000 yılından başlayarak Hurilerin yöreyi de içine alan geniş bir bölgede devlet kurdukları bilinmektedir. Daha sonra Urartuların Hitit İmparatorluğunun yıkılması ile Borçka yöresine kadar yayıldıkları, M.Ö 720-714 yılları arasında Kimmerler, M.Ö 655‘de Sakalar daha sonra da Arsaklıların egemenlik kurduklaraı çeşitli kaynaklarda yer almaktadır.
M.S 576 Yılından itibaren bölgeye Bizanslılar hakim oldular. Halife Osman döneminde İslam Ordusu, 645 yılında Bizans ordusunu yenerek bu bölgeye hakim olmuştur. Sonraları Emeviler, Hazar Türkleri ve Bagratlılar bölgeye hakim olmuştur.
Büyük Selçuklu Devletinin kurulmasından sonra Artvin, Borçka, Şavşat, Yusufeli ve Ardanuç Selçuklu topraklarına katıldı(l063).Sonraları bölge Moğolların egemenligine girdi.Borçka ve çevresi Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği döneminde Osmanlı egemenliğine girdi. 1877-78 Osmanlı – Rus Harbinden sonra Kars, Ardahan, Artvin ve Batum ile birlikte Borçka da Anadolu’dan koparılarak Rus yönetimine bırakıldı. Bu tarihten sonra Borçka ve çevresi sık sık savaşlara sahne olmuştunr. 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Antlaşması’ndan hemen sonra Batum, Artvin, Borçka ve çevresi İngilizlerce işgal edilmiş, İngilizlerin ayrılmasından sonra da bölgeye Gürcüler girmiştir. Gürcülerin hakimiyeti 9 Şubat l921 yılına kadar sürdü. T.B.M.M. ultimatonu ile Gürcüler bölgeyi terketmiş, 7 Mart 1921 yılında Borçka, Artvin ve çevresi kesin olarak Anayurda kavuşmuş oldu. Borçka İlçesi 7 Temmuz l921 tarihinde ilçe olmuş, 26 Haziran l926 tarih ve 877 sayılı kanunla da Bucak haline getirilmiş, 28 Mayıs l928 tarih ve 1288 sayılı kanunla da yeniden İlçe statüsüne kavuşturulmuştur.Borçka'da yaygın olan çay ve fındık üretimi yöre insanın en önemli gelir kaynaklarını oluşturmaktadır. 1984 yılında hizmete açılan Muratlı Çay Fabrikası, çevre köylerde üretilen çay ürününü işlemektedir. 2002 yılı içerisinde 18.379 dekar alanda 4008 yaş çay üreticisinden 13.507 ton yaş çay alımı yapılarak 2.015 ton kuru çay üretimi gerçekleştirilmiştir. İşletmede 620 kişilik istihdam olanağı sağlanmaktadır. Zengin orman varlığının bulunduğu ilçede 17 marangöz atölyesi bulunmakta olup, bu atölyelerde genellkle 3 kişi çalışmaktadır. Tarımsal Kalkındırma kooperatiflerine ait 4 adet orman ürünlerini işleyen ve özel sektöre ait tesis bulunmaktadır. Yöre insanının önemli gelir kaynakları arasında orman ürünleri istihsali de bulunmaktadır. İlçede hayvancılığın ekonomik yaşantıdaki payı azdır. 2002 yılı itibari ile 10.760 büyükbaş ve 3.453 küçükbaş hayvan bulunmaktadır.. Hayvancılık tamamen iç tüketime yöneliktir. Orman köylerinde arıcılık yaygındır. İlçede 10.711 adet fenni kovan 2080 adet karakovan mevcut olup, yıllık ortalama 255 ton bal üretimi sağlanmaktadır. İlçede 2 alabalık üretim tesisi bulunmaktadır. Borçka turizm değeri olan doğal ve tarihi zenginliklere sahip olmasına karşın, ilçede turizm sektörü yeterince gelişmemiştir.Köylerin doğal yapısı, yaşam şartlarını zorlaştırdığından kırsal alanlardan şehir merkezlerine ve genellikle il dışına sürekli göç olgusu görülür.Borçka'da hayvancılığın ekonomik yaşantıdaki payı azdır. 2002 yılı itibari ile 10.760 büyükbaş ve 3.453 küçükbaş hayvan bulunmaktadır.. Hayvancılık tamamen iç tüketime yöneliktir. Orman köylerinde arıcılık yaygındır. İlçede 10.711 adet fenni kovan 2080 adet karakovan mevcut olup, yıllık ortalama 255 ton bal üretimi sağlanmaktadır. İlçede 2 alabalık üretim tesisi bulunmaktadır.Borçka'nın doğusunda bulunan Karçal dağları dağ turizmine oldukça musaittir. Dağcılar için bir cennet sayılabilecek Karçal dağları (3400 m), eşşiz güzellikteki manzaraları, buzulları, buzul devrinden kalma irili ufaklı gölleri, buzulların erimesinden doğan dereleri, tarihi kemer köprüleri ve yaylaları ile zengin bir turizm potansiyeline sahiptir.Borçka, Karadeniz bölgesinin doğu ucunda, Artvin–Hopa Yolu üzerinde Çoruh Nehrinin kıyısında şirin bir yerleşim yeridir. Yalçın ve geçit vermeyen karlı dağların, gür ormanların, yatakları derin ve hırçın akarsuların yarattığı eşsiz güzelliğe sahip olan Borçka’nın İl Merkezine uzaklığı 32 Km. dir. Batısı Hopa, güneyi Artvin ve Murgul, doğusu Şavşat, kuzeyi ise Gürcistan Cumhuriyeti toprakları ile sınır oluşturan ilçenin denizden uzaklığı 36 kilometre ve rakımı 125 m.dir. İlçe topraklarının büyük bir bölümünü sarp ve geçit vermeyen dağlar kaplamıştır. Çoruh vadisi bu dağlık bölgeyi ikiye ayırmıştır. Dağlar, çoğu yerde geniş vadi oluşumların olanak vermeyecek şekilde yüksektir. Söz konusu özellik tarıma elverişli toprakların geniş alanlara yayılmasını da engellemiştir. İlçede ovalık alan bulunmamaktadır.

Hopa

Hopa, 1490-1512 yıllarında Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği sırasında Osmanlı Devletine katılmıştır.1509 yılında bugünkü sınırlar dışında Gönye kalesinin fethi ve Sancak haline getirilmesi ile Hopa bu Sancağa bağlanmıştır.Lala Mustafa Paşa tarafından 1578 yılında fetih sonucu Merkezi Ahıska olmak üzere Çıldır Eyaletinin kurulması ile bu eyalete bağlanan ilçe, 1829 yılında Çarlık Rusya’sı ile imzalanan Edirne Antlaşması sonucu Ahıska’nın bu ülkeye verilmesi sonrasında Trabzon eyaletinin bir sancağı olan Batum’a bağlanmıştır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonucunda Kars ve Ardahan’la birlikte Hopa, Kemalpaşa bucağına kadar, Batum dahil olmak üzere Ruslar’a bırakılınca, İlçe Rize Sancağına bağlanmıştır. İlçe, 1915 yılında Ruslar tarafından işgal edilmiştir. 31 Mart 1917 tarihli Brest-Litovsk Antlaşması ile Hopa Milli Sınırlarımıza dahil olmuştur. Hopa 1936 yılına kadar Rize İline bağlı iken bu tarihten sonra Artvin iline bağlanmıştır. Hopa, Doğu Karadeniz Bölgesinin doğu bölümünde yer alır. İlçenin doğusunda Gürcistan Cumhuriyeti, batısında Arhavi, güneyinde Borçka ve kuzeyinde Karadeniz bulunmaktadır. İlçenin Gürcistan Cumhuriyeti’ne geçişin sağlandığı Sarp Sınır Kapısı’na uzaklığı 18 km., İl Merkezine uzaklığı ise 65 km.dir. Hopa, Trabzon-Rize-Artvin-Ardahan-Kars-Erzurum ve Gürcistan Cumhuriyeti’ni birbirine bağlayan uluslararası karayolu üzerinde bir kavşak konumundadır. Hopa, il genelinde nüfus artış hızı (1990-2000’e göre) %o 5.43 ile en yüksek olan ilçe konumundadır. İlçenin toplam nüfusu 32.584’dür. İlçe merkezi nüfusu 15.445, köy nüfusu ise 17.139’dur. Belde belediyesi olan Kemalpaşa’nın nüfusu 4.238’dir. İlçenin yüzölçümü 289 kilometrekare, nüfus yoğunluğu ise 154 kişidir. İlçenin merkez ve Kemalpaşa Belde Belediyesi ile 29 köyü bulunmaktadır. Hopa, özellikle kırsal alan Karadeniz Bölgesinin tipik yerleşim özelliği olan dağınık yerleşim özelliklerini taşımaktadır.İlçe genelinde, 2002-2003 Eğitim ve Öğretim yılında 9 adet anaokulu, 19 adet ilköğretim okulu, 1 adet pansiyonlu ilköğretim okulu ve 2 adet lisede toplam 6.299 öğrenci eğitim ve öğretim görmüştür. Halk Eğitimi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğünce 2002-2003 öğretim yılı içerisinde 32 dalda kurs açılmış olup, bu kurslara 630 kursiyer katılmıştır. İlçede 2 adet sürücü kursu ve 1 adet özel dershane bulunmaktadır. Genellikle horon türünde olan ilçe folkloru Karadeniz bölgesinin genel özelliklerini taşır. Hopa’da her yıl temmuz ayının ilk haftasında kaymakamlık ve belediye başkanlığınca organize edilen Hopa Kültür, Sanat ve Deniz Festivali düzenlenmektedir. Festival etkinlikleri kapsamında çeşitli sanatsal, sportif ve kültürel etkinlikler düzenlenmektedir. İlçenin üçüncü ligde oynayan futbol takımı bulunmaktadır.İlçede, 50 yatak kapasiteli 1 adet devlet hastanesi, 4 sağlık ocağı ve 15 sağlık evinde sağlık hizmetleri sunulmaktadır. Mevcut sağlık kurumlarında 6’sı uzman 15’i pratisyen olmak üzere 21 hekim, 66 yardımcı sağlık personeli görev yapmaktadır. İlçenin işlenebilir tarım arazilerinde, iklim yapısına uygun olan çay, fındık,turunçgiller, kivi, kara üzüm yetiştiriciliği yapılmaktadır.İlçenin arazi yapısı makineli tarımın yapılması açısından son derece sınırlı imkan tanımaktadır. İlçe genelinde üretilen başlıca ürünleri; çay, fındık, mısır, kivi, sebze, turunçgillerdir. İlçe genelinde ticari anlamda hayvancılık gelişmiş değildir. Büyük ve küçükbaş hayvancılık, kümes hayvancılığı, arıcılık genellikle aile tüketimine yönelik olarak yapılmaktadır. Balıkçılık ilçe ekonomisinde önemli yere sahiptir. İlçede sanayi tesisi olarak 3 adet çay fabrikası, 1 adet un fabrikası, TEİAŞ’a ait 1 adet termik santral, K.B.İ.A.Ş.’ye ait Tesis ve POAŞ depo İşletmesi bulunmaktadır. İlçe ekonomisinde son derece önemli yeri olan ve her türlü liman hizmetinin verilebileceği altyapıya sahip özel sektör tarafından işletilen Hopa Limanı bulunmaktadır. Hopa Limanı; Doğu Karadeniz’in doğu sınırında Gürcistan Cumhuriyeti’ne geçişin sağlandığı Sarp Sınır Kapısı’na 15 kilometre uzaklıkta ve yaklaşık 100.000 metrekarelik alan üzerine kuruludur. 31.08.1988 tarihinde Sarp Sınır Kapısının açılmasından sonra, sınır ili olarak Artvin’in, başta Gürcistan olmak üzere yakın bağımsız devletler topluluğu ülkeleriyle sosyal ve ekonomik ilişkileri önemli bir gelişim seyri izlemiştir.